Marmara Denizi’nde 2021’de ortaya çıkan deniz salyası ile mücadele başlatılmış, Marmara Denizi Eylem Planı açıklanmıştı. Bu çerçevede Marmara Denizi Havzası’nı iyi çevresel duruma ulaştırmak için Marmara Denizi Stratejik Planı uygulamaya başlanmıştı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın başlattığı bu plan kapsamında tüm denizlerde izleme yapılan istasyon sayısı 428’e ulaştı. Ve Marmara Bölgesi’nde 127 atık su noktası anlık takip edilmeye başlandı.
Deniz salyası oluşumuna artan sıcaklık, deniz suyundaki durağanlık, azot ile fosfor yükünün fazlalığı ve buna bağlı üç çevresel faktörler olarak belirlenmiş, bu kapsamda atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik atık su arıtma tesisine dönüştürülmesi zorunlu hale getirilmişti.
Marmara Denizi Havzası’ndaki belediyelerin bu tesisleri kurmaları için verilen süre 15 Haziran’da doldu. En çarpıcı ama deniz salyası mücadelesinde en üzücü olan sonuçlar da bu noktada alındı. Buna göre, bakanlığa 169 iş planı yani atık su tesisi yapımına ilişkin plan sunuldu. Bunun 42’si tamamlandı. Bakanlığın açıklamasına göre, “2021 yılında Marmara Bölgesi’nde yüzde 51 olan ileri biyolojik atık su arıtma oranı bugün itibarıyla yüzde 51,7’ye yükseldi.” Açıklamada bu durum, “Yani ileri arıtmaya dönüşümdeki artış sadece yüzde 0,7 seviyesinde oldu.” bilgisi yer aldı.
Peki bundan sonra ne olacak?
ÇED İzleme ve Çevre Denetimi Dairesi Başkanı Barış Ecevit Akgün’ün Marmara Denizi’nde kıyısı olan tesislere eş zamanlı denetimlerin başlatıldığını, ileri atık su arıtma sistemine geçmeyenlerin kayıt altına alınacağını söyledi. Standartları sağlamayan atık su tesislerine 668 bin TL, ileri atık su tesisi kurmayan belediyelere ise 3,3 milyon lira idari para cezası uygulanacak.
Anlaşma sağlandı! Türkiye ve İspanya’dan işbirliği
.